Sosyal medyayı çok seviyorum ve elimden geldiğince de aktif olarak kullanıyorum. İyi kullanılırsa çok faydalı olduğunu düşünüyorum, hem gündemi takip etmek, hem bir şeyler öğrenmek, hem arkadaşlarla iletişimde olmak, hem de eğlenmek ve gülmek için, daha ne olsun. Tamam 7/24 gözümüz ekranda olmasın ama tamamen silmenin, uzak olmanın da bir anlamı yok bana göre. “Ben hiç o mecralara bakmıyorum” demek çok cool gözükebilir ama bence bunu söyleyenler önemli şeyleri kaçırıyorlar. Sevdiğiniz, güvendiğiniz kaynakları takip etmenizi tavsiye ederim, ben öyle yapıyorum. Twitter, İnstagram, Youtube ve Linkedin en çok kullandıklarım. Facebook resmen çıktı hayatımdan diyebilirim, ayda bir kez 5 dakika ya bakıyorum, ya bakmıyorum, arada TikTok, azıcık da Pinterest, Facebook’dan bile az.
Gelelim başlığa; dediğim gibi, sevdiğim ve güvendiğim insanları ve haber kaynaklarını takip ediyorum. Twitter’ın yeni sayfa yapısı güzel oldu, sol tarafta “Sana özel”, sağ tarafta da “takip edilenler” diyor, yani sadece takip ettiklerimi okuyabilirim ki genelde de öyle yapıyorum. Bu sayfa düzeninden önce de yıldız işareti vardı, ona tıklardım. Fakat her iki tarafta da takip ettiklerime gelen yorumlara baktığımda, ki çoğunlukla bakmıyorum, içim fena oluyor. Allahım o nasıl hadsiz yorumlar, “kendini bilmezlik” durumu. Bir hoca, akademisyen, bilim insanı bir bilgi paylaşıyor, hemen altındaki ilk yorum onu eleştiren, fikri değersizleştiren bir şekilde yer alıyor. “Öyle diyorsun ama…” diye başlayıp giden söz bulamacı. Profiline bakıyorum bazen, belki de haklıdır ya da bilgilidir diye, ama konuyla alakasız bir profil çıkıyor çoğunlukla. Resimde kullandığım “Karate Kid” gibi bir kişi yani 🙂 Nasıl bir cüret, hatta terbiye eksikliği. Yüzde yüz eminim ki, karşılıklı otursalar asla sarfedemeyeceği sözleri sosyal medyada büyük bir cesaretle söylüyor. Bu sadece Türkiye’nin problemi değil tabii, yabancı postlara da bakınca aynı şeyi görüyorum ama bizdeki kadar çok değil, oralarda tek tük gözüme çarpıyor.
Ne düşünüyor acaba, “nasıl ağzının payını verdim, cevap bile veremedi” diye mi anlatıyor arkadaşlarına, arkadaşları da “helal sana” mı diyorlar?
Bu kadar faydalı bulduğum bu mecraları dilerim daha doğru dürüst paylaşmayı beceririz. Benim tavsiyem sadece “güvendiklerinizi ” okuyun, fazla dallanıp budaklanmayın. Bakın özellikle “güvendikleriniz” dedim, “sevdikleriniz ” demedim, sizinle farklı düşünen ama güvenilir profilleri de takip edin, farklı görüşleri de mutlaka dinleyin.
Acaba bu mecralar halkları / ülkeleri / siyasi görüşleri bölmek için özellikle yaratılmış araçlar mı ve dolayısıyla bu hadsizlik zaten istenen bir şey mi, bu da başka bir komplo teorisi 🙂
One Comment
yahyacan
Gerçekten herhangi birinin başkasının görüşlerine saygısı kalmamış durumda.