Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişecek bir yerler vardı,
Aranacak adamlar, yapacak işler…
Bir sonraki günün telaşı bir öncekine bulaştı,
Başkalarının hayatı bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine,
Kuşluk vakti,
Kızarmış ekmek kokusu,
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini,
Ha babam erteledik.
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyor yanınızda…
Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış…