Bana göre bir şirketin kurumsal olup olmadığının en önemli göstergesi güçlü ve bağımsız Finans ve İK departmanlarına sahip olmasıdır. Bağımsız kelimesinden ne kastettiğimi de aşağıda ifade etmeye çalışacağım.
Şirket sahibi ya da CEO’ya genelde 8-10 departman bağlıdır. Elbette sektöre göre değişiklik olacaktır ama Finans, İK, Satış, Pazarlama, Lojistik, Satınalma, İT, Hukuk, Denetim ilk aklıma gelen direct report ya da N-1 olarak tabir ettiğimiz departmanlardır. Ama eğer CEO bir YK’ya raporluyorsa Denetim departmanı YK’ya bağlı çalışmalıdır, ki gerektiği zaman tarafsız bir şekilde CEO’yu da denetleyebilsin. Direkt olarak denetlemese de içinde CEO’nun yeraldığı süreçler ve operasyonlar rahatlıkla denetlenebilmelidir.
Tüm departmanlar, kendilerine verilmiş olan KPI’lar paralelinde davranışlar gösterirler. Aslında zaten onlardan beklenen de odur. Elbette departmanların ortak KPI’ları olacaktır ama ağırlıkları departman bazında değişiklik gösterir. Bu konuda ayrı bir yazı yazmayı planlıyorum.
Fakat Finans ve İK böyle değildir. Elbette onların da KPI ve hedefleri vardır ama bunları gerçekleştirirken de diğer departmanları da denetlemeleri gerekir.
Örneğin Satış Departmanı ciro hedefini tutturmak için çok agresif kampanya yapmayı planlamaktadır, ya da yeni bir yatırım yapılırsa ciroyu ne kadar çok arttıracağını düşünüyor olabilir. Bunları yaparken de ekiplere primler vermeyi, ya da yeni istihdam ve pozisyonlar yaratmayı planlayabilir. İşte burada Finans ve İK devreye girmeli, bu çalışmaların fizibilitesini, maliyetleri, oluşacak kar ve zararı hesaplamalıdır ve bir anlamda bunlara “onay” vermelidir ki CEO da kararı doğru alabilsin. Aynı şekilde İK da burada verilecek primlerin, şirket dengeleri, piyasa karşılaştırmalarını yapmalı, açılacak yeni pozisyonlar varsa onları değerlendirmelidir.
Bu iki departman bağımsız, güçlü ve tarafsız olmadığı durumlarda departmanlar kendi isteklerini empoze edebilirler, CEO da doğru kararlar alamaz, gerektiği gibi kontrol edemez.
Diğer yandan İK güçlü ve bağımsız olmazsa, her departman farklı ücret talepleri, farklı yan haklar vb talep edebilir ve alır da, bunun çok örneklerini gördüm. Bu nedenle güçlü bir İK şirket içindeki dengeleri gözeterek, sektör içi araştırmalar yaparak, çalışanların haklarını koruyarak şirketin kurumsal yapısına büyük katkı sağlar. Aksi taktirde çalışanların aklına “acaba diğer departmandaki arkadaşımın benden farklı bir yan geliri var mıdır, seyahat harcırahı daha mı çok alıyor, eğitim ve tecrübeme uygun ücret alıyor muyum şirket içinde (tabii ki piyasaya göre farklar olabilir ama şirket içi denge ve adalet önemlidir), prim katsayım adaletli midir ” gibi soru işaretleri gelir, ki genellikle de öyledir, İK tarafsız ve bağımsız olmazsa şirket içi uygulamalarda mutlaka adaletsizlikler olur.
Örnekler çoğaltılabilir ama sözün özü, güçlü Finans ve İK şirketi kurumsallaştırır…